Basın Özgürlüğünün Yeni Tehdidi: Medya Ekonomisinin Çöküşü
Gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar basın özgürlüğü ihlallerinin en görünür biçimi olsa da, RSF Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi 2025'in çarpıcı bulguları, çok daha sinsi ve derin bir soruna işaret ediyor: ekonomik baskı. Medya ekonomisindeki kötüleşme, Endeks tarihindeki en düşük seviyesine ulaşarak, küresel basın özgürlüğü durumunu ilk kez "zor bir durum" olarak sınıflandırmamıza neden oldu.
Peki, Medya Ekonomisi Neden Bu Kadar Kötü Durumda?
Bu zorluğun temelinde birkaç önemli faktör yatıyor:
- Mülkiyet Yoğunlaşması: Medya kuruluşlarının az sayıda elinde toplanması, editoryal bağımsızlığı ciddi şekilde tehdit ediyor.
- Reklamveren ve Finansör Baskısı: Reklamverenlerden ve diğer finansal destekçilerden gelen baskılar, haber kuruluşlarının bağımsız duruşunu zayıflatıyor.
- Kamu Yardımlarının Yetersizliği veya Şeffaf Olmayan Dağıtımı: Kamu desteklerinin kısıtlı, eksik veya belirsiz yöntemlerle tahsis edilmesi, medyanın finansal kırılganlığını artırıyor.
- Dijital Devlerin Hâkimiyeti: Google, Apple, Facebook, Amazon ve Microsoft gibi teknoloji devleri, bilgi dağıtımında mutlak hâkimiyet kurmuş durumda. Bu genellikle düzenlenmemiş platformlar, normalde gazeteciliği finanse edecek olan reklam gelirlerinin giderek artan bir kısmını ele geçiriyor ve manipüle edilmiş, yanıltıcı içeriğin yayılmasına katkıda bulunarak dezenformasyonu güçlendiriyor.
Gazetecilik ve Bağımsızlık İkilemi
Bugün haber medyası, editoryal bağımsızlığını korumak ile ekonomik hayatta kalmasını sağlamak arasında sıkışıp kalmış durumda. Finansal olarak zor durumdaki medya kuruluşları, kaliteli habercilik pahasına izleyici çekme yarışına giriyor ve bu durum onları oligarkların ve kamu otoritelerinin istismarına açık hale getirebiliyor. RSF Editör Direktörü Anne Bocandé'nin de belirttiği gibi, "Ekonomik bağımsızlık olmadan özgür basın olamaz".
Küresel Medya Kapanışları ve Haber Çölleri
RSF'nin 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre, değerlendirilen 180 ülkenin 160'ında medya kuruluşları finansal istikrara "zorlukla" veya "hiç" ulaşabiliyor. Daha da kötüsü, küresel olarak ülkelerin neredeyse üçte birinde ekonomik zorluklar nedeniyle haber kuruluşları kapanıyor.
- •ABD (57. sıra): Ekonomik göstergesi iki yılda 14 puandan fazla düşen ABD'de, geniş bölgeler "haber çöllerine" dönüşüyor. Yerel gazetecilik bu ekonomik gerilemeden en çok etkilenen alan; gazetecilerin geçimlerini sağlayacak ücretleri kazanmakta zorlandığı ve medya kuruluşlarının ekonomik olarak ayakta kalmakta güçlük çektiği belirtiliyor. ABD yönetiminin finansman kesintileri (USAGM, USAID) dünya çapında haber merkezlerini etkilemiş, hatta Ukrayna'dakiler de dahil olmak üzere bazılarını kapanmaya zorlamıştır.
- •Filistin (163. sıra): Durum felaket boyutunda; İsrail ordusu haber merkezlerini yok etmiş ve gazetecileri öldürmüştür.
- •Tunus (129. sıra), Arjantin (87. sıra), Haiti (112. sıra): Bu ülkelerde de medya ekonomisi kaosa sürüklenmiş durumda.
- •Kitlesel Kapanışlar ve Gazeteci Sürgünleri: Nikaragua (172. sıra), Belarus (166. sıra), İran (176. sıra) ve Myanmar (169. sıra) gibi 34 ülkede ise medya kuruluşlarının toplu kapanışları, gazetecilerin sürgüne gitmesine neden olmuştur.
- •Zengin Ülkeler Bile Etkileniyor: Güney Afrika (27. sıra) ve Yeni Zelanda (16. sıra) gibi görece iyi sıralamalara sahip ülkeler bile bu zorluklardan muaf değil.
Mülkiyet Yoğunlaşmasının Karanlık Yüzü
Medya mülkiyetinin aşırı yoğunlaşması, Endeks'in ekonomik göstergesinin kötüleşmesinde kritik bir faktör ve medya çoğulculuğu için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
- 46 Ülkede Yüksek Yoğunlaşma: Verilere göre, 46 ülkede medya mülkiyeti oldukça yoğunlaşmış durumda ve bazı durumlarda tamamen devlet kontrolünde (örneğin Rusya ve Macaristan).
- Editoryal Bağımsızlık ve Oto-Sansür: Bu yoğunlaşma, editoryal çeşitliliği kısıtlar, oto-sansür riskini artırır ve haber merkezlerinin hissedarlarının ekonomik ve politik çıkarlarından bağımsızlığı hakkında ciddi endişeler doğurur. Endeks anketi, ülkelerin yarısından fazlasında medya sahiplerinin editoryal bağımsızlığı "her zaman" veya "sık sık" sınırladığını ortaya koymuştur.
Küresel Basın Özgürlüğü "Çok Ciddi" Durumda
On yılı aşkın bir süredir Endeks sonuçları, dünya genelinde basın özgürlüğünde bir düşüşe işaret etmekteydi. 2025'te ise durum daha da vahimleşti: ortalama puan 55'in altına düşerek "zor bir durum" kategorisine girdi. İncelenen ülkelerin %60'ından fazlasının (112 ülke) genel puanları düşüş yaşamıştır.
- Nüfusun Yarısından Fazlası "Çok Ciddi" Bölgelerde: Dünya nüfusunun yarısından fazlasını barındıran 42 ülkede durum "çok ciddi" olarak sınıflandırılmıştır. Bu bölgelerde basın özgürlüğü neredeyse tamamen yok gibidir ve gazetecilik yapmak özellikle tehlikelidir. Filistin, Uganda, Etiyopya, Ruanda ve Hong Kong bu kategoriye giren ülkelerden bazılarıdır.
Çözüm Nerede?
Medya ekonomisindeki bu bozulma sadece finansal sürdürülebilirliği tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda editoryal bağımsızlığı da aşındırıyor, dezenformasyonla mücadeleyi zorlaştırıyor ve gazetecilik için tehlikeli bir ortam yaratıyor. Güvenilir bilginin üretimi maliyetlidir ve medya ekonomisinin gazeteciliği destekleyici bir duruma acilen geri getirilmesi gerekmektedir.
Bu kritik durumda, gazeteciliğin bağımsızlığını, çoğulculuğunu ve toplumsal faydasını güvence altına almak için istikrarlı ve şeffaf finansal koşulların sağlanması hayati önem taşımaktadır. Aksi takdirde, özgür ve güvenilir bilgiye erişim hakkımız giderek daha da kısıtlanacaktır.
Kaynak: https://rsf.org/en/rsf-world-press-freedom-index-2025-economic-fragility-leading-threat-press-freedom