Yapay Zekâ, Türkiye’nin Geleceğini Şekillendiriyor – Ama Yönü Bizim Tercihlerimize Bağlı

Geçtiğimiz günlerde ActHuman Sosyal Kapsama İnisiyatifi ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) iş birliğiyle, Emrehan Aktuğ raportörlüğünde hazırlanan “Türkiye’de Yapay Zekâ ve Çalışma Hayatının Geleceği: Kapsayıcı Büyüme için Dijital Dönüşüm” başlıklı 2025 raporunun lansmanı yapıldı.

2025-11-21 09:11:56 - Arastiriyorum

Raporun ilk sayfalarından itibaren göze çarpan şey çok net: Türkiye, yapay zekâ çağının eşiğinde değil, tam içindeyiz fakat altyapımız, işgücümüz ve kurumsal yapımız bu dönüşüme eşit şekilde hazır değil.


Bireysel Dijital Heves Yüksek, Kurumsal Hazırlık Düşük

Lansmanda en çok tartışılan bulgulardan biri, Türkiye’nin “ikili dijital gerçekliği”ydi. Raporun Yönetici Özeti’nde de ifade edildiği gibi:

Bu çarpık yapı, eşitsizliğe yönelik en büyük altyapı riskini yaratıyor.


“Yeni Bir Eşitsizlik Dalgası Kapıda”

Lansmanda konuşan isimler bu riski net şekilde dile getirdi.

İNGEV Başkanı Vural Çakır, YZ'nin ekonomik fırsatlar kadar yeni bir sosyal krizi de beraberinde getirebileceğini belirterek şöyle dedi:

“Üretkenlik artışlarının çalışanlar lehine uygulanabilmesi için düzenlemelere ihtiyaç var. Aksi halde yapay zekâ efsanelerinin büyüsüne gizlenmiş derin bir insanlık krizi oluşabilir.”

Bu değerlendirme, raporun Eşitsizlik bölümünde yer alan uyarılarla birebir uyumlu:

YZ, gelir farkını açabilir, orta sınıfı daraltabilir ve metropoller ile Anadolu arasındaki coğrafi uçurumu büyütebilir.

İPM Direktörü Senem Aydın Düzgit ise dönüşümün sadece teknoloji meselesi olmadığını; ekonomik rekabet gücünün yanında toplumsal eşitlik ve demokratik katılımı da yeniden şekillendirdiğini vurguladı:

“Bu süreç ancak adil, erişilebilir ve toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde yönetilirse fırsata dönüşebilir.”


Türkiye’nin Önündeki Üç Yol

Rapor, Türkiye’nin YZ çağında hangi yöne savrulacağına dair üç temel senaryo sunuyor:

  1. Derinleşen Eşitsizlik: KOBİ’ler geri kalır, otomasyon düşük ve orta vasıflı işleri eritir, metropoller ile diğer şehirler arasındaki uçurum artar.
  2. Bölünmüş Dijital Gelecek: Bazı sektörler ilerler ama ülke genelinde iki kademeli bir ekonomi oluşur; orta gelir tuzağı kalıcılaşır.
  3. Dijital Sıçrama: KOBİ dijitalleşmesi + beşeri sermaye reformu + kayıt dışıyla mücadele. Bu üç eksen aynı anda ilerlerse Türkiye kapsayıcı bir büyüme patikasına girebilir.

Son seçenek, ancak koordineli ve cesur bir politika setiyle mümkün.


Neden Kritik Bir Eşik?

Raporun belki de en sarsıcı yönü, YZ’nin Türkiye için bir “gelecek teknolojisi” değil, bugünün kurumsal ve toplumsal eşitsizliklerini hızlandırma potansiyeli taşıdığına işaret etmesi.

Bu tablo, dönüşümün neden bir “teknoloji meselesi değil, toplum meselesi” olduğunu gösteriyor.


Teknoloji Kader Değil, Yönetişim Tercihtir

Lansmandan çıkarken akılda kalan gerçek şuydu:

YZ Türkiye’nin kaderini değiştirebilir — ama bunun nasıl bir değişim olacağı, bugünden alınacak kararlarla belirlenecek.

KOBİ’lerin dijital dönüşümünü hızlandırmak, eğitim sistemini YZ sonrası dünyaya göre yeniden tasarlamak ve sosyal güvenlik ağını güçlendirmek; kapsayıcı bir dijital gelecek için kritik.

Raporun ortaya koyduğu bu bütüncül yol haritası, Türkiye’nin dijitalleşme sürecini daha adil, erişilebilir ve sürdürülebilir bir zemine taşımak isteyen herkes için önemli bir rehber niteliğinde.


👉 Raporu incelemek için: https://ingev.org/raporlar/Kapsayici-Buyume-icin-Dijital-Donusum.pdf

More Posts