Arastiriyorum 1 month ago
akadm #rapor

“Türkiye’de Emeklilerin Durumu: Emekli Aylıkları, Emekli Sayıları ve Ayrılan Kaynaklar” araştırması yayımlandı!

DİSK-AR Araştırma Merkezi tarafından Temmuz 2025'te yayımlanan "Türkiye’de Emeklilerin Durumu: Emekli Aylıkları, Emekli Sayıları ve Ayrılan Kaynaklar" başlıklı rapor, Türkiye'deki emeklilik sisteminin temel sorunlarını ve emeklilerin yaşam koşullarındaki ciddi bozulmayı kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Rapor, emeklilerin nüfus içindeki payı artarken, gelir ve refah açısından "pastadan" aldıkları payın nasıl azaldığını ortaya koymaktadır.

Türkiye Emeklilik Sistemindeki Temel Sorunlar

Sosyal güvenlik hakkının anayasal bir temel insan hakkı olmasına rağmen, Türkiye'de emeklilik sistemi derinleşen bir adaletsizlikler sistemi haline gelmiştir. Hem emekli olabilmek hem de insanca bir yaşam sürdürmek giderek zorlaşmaktadır. Rapor, bu durumun 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile daha da kötüleştiğini belirtmektedir. Bu yasa, emekli aylık bağlama oranlarını ve güncelleme katsayılarını düşürmüş, milli gelirin emekli aylıklarındaki payını azaltmış ve aylık artışlarında sadece resmi enflasyonun dikkate alınmasına yol açmıştır.


Emekli Aylıkları "Dibe Doğru Yarışıyor"

Rapora göre, yaşanan bu gerileme sonucunda milyonlarca emekli asgari ücretin oldukça altında bir gelir elde etmektedir. Özellikle, ortalama emekli aylığı 2003'te asgari ücretin yüzde 36 üzerinde iken, 2024 ve 2025'te asgari ücretin yüzde 22 altına gerilemiştir. Mart 2025 itibarıyla emekliler asgari ücretin sadece yüzde 78'i kadar aylık almaktadır. Bu durum, emekli aylıklarındaki artışın asgari ücretteki artışın çok gerisinde kaldığını göstermektedir.

Emekli aylıklarının o kadar düşmesiyle, 2019'dan itibaren "tamamlama işlemi" adı altında bir uygulama başlatılmıştır. Bu uygulama ile en düşük emekli aylığı Hazine katkısıyla belirlenen bir seviyeye çekilse de, ortalama emekli aylıkları bu artışlardan aynı oranda pay alamadığı için, ortalama aylıklar en düşük aylığa yakınsamış, yani "dibe doğru eşitlenmiştir". Eskiden prim süresine ve ödenen prime göre farklılaşan aylıklar arasındaki denge fiilen ortadan kalkmıştır.


Emeklilerin Pastadaki Payı Azalıyor

Türkiye'de emekli ve hak sahiplerinin sayısı artarken, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payları azalmaktadır. Emekli aylığı ve hak sahiplerine yapılan ödemelerin GSYH'ye oranı AB-27 ülkelerinde ortalama yüzde 9,8 iken, Türkiye'de bu oran yüzde 3,7'dir. 2008'den 2022'ye kadar AB-27 ortalamasında emeklilerin GSYH'den aldığı pay 1,8 puan yükselirken, Türkiye'de bu pay 1,2 puan azalmıştır. Kişi başına düşen milli gelire oranla emekli aylıkları da ciddi bir düşüş yaşamıştır: 2002'de yüzde 46,4 olan oran, 2025'te yüzde 29'a gerilemiştir. Raporda, eğer emeklilerin GSYH içindeki payı sayılarına paralel artsaydı, 2025 yılında ortalama emekli aylığının 30 bin TL'nin üzerinde olması gerektiği vurgulanmaktadır.


Çalışan Emeklilerin Sayısı Artıyor

Düşük emekli aylıkları, milyonlarca emeklinin yeniden işgücü piyasasına girmesine veya iş aramasına neden olmaktadır. 2002 yılında yüzde 36,6 olan çalışan veya iş arayan emeklilerin oranı, Aralık 2024'te yüzde 65,7'ye yükselerek 7,9 milyona yaklaşmıştır. Bu durum, adaletsiz emeklilik sisteminin ve aylıkların yetersizliğinin doğrudan bir sonucudur.


"Kaynak Yok" İddiası Doğru Değildir

Emekli aylıkları zam talebi gündeme geldiğinde sıklıkla dile getirilen "kaynak yok" ve "emekli sayısı fazla" iddiaları rapor tarafından çürütülmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) mali durumu iyileşmektedir. 2002 yılında SGK'nin prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık ödemelerini karşılama oranı yüzde 61 iken, 2024'te bu oran yüzde 77'ye yükselerek en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Bu "iyileşme", emeklilerin yoksullaşması pahasına gerçekleşmiştir.

Bununla birlikte, SGK'ye bütçeden yapılan transferlerin bütçeye ve GSYH'ye oranı ciddi biçimde düşmüştür. 2009-2024 yılları arasında, SGK'ye yapılan konsolide bütçe transferlerinin bütçe harcamalarına oranı yüzde 19'dan yüzde 13,9'a, GSYH'ye oranı ise yüzde 5,3'ten yüzde 3,5'e gerilemiştir. 2023 yılında yapılan EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) düzenlemesine rağmen, konsolide transferlerin bütçe içindeki payı aynı kalmış, Hazine yardımlarının oranı ise düşmüştür. Bu, emeklilere bütçeden ve GSYH artışından yeterince pay verilmediğini göstermektedir.


5510 Sayılı Kanunun Olumsuz Etkileri

Rapor, emekli aylıklarının düşmesindeki en büyük sorumluluğun 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'a ait olduğunu belirtmektedir. Bu yasa, emekli aylıklarının hesaplanmasında kritik rol oynayan dört unsuru olumsuz etkilemiştir:

  • Güncelleme Katsayısı Düşürüldü: Kanun, geçmiş prime esas kazançların günümüzdeki değerini belirlemede kullanılan güncelleme katsayısında, ekonomik büyümenin (GSYH artışı) etkisini yüzde 100'den yüzde 30'a düşürmüştür. Bu durum, emekli aylıklarında ciddi bir kayba yol açmıştır.
  • Aylık Bağlama Oranı (ABO) Düşürüldü: Emekli aylığını belirleyen bir diğer önemli faktör olan ABO da 5510 sayılı Kanun ile ciddi biçimde düşürülmüştür. Örneğin, 25 yıl ve 9000 gün prim ödeyen işçiler için aylık bağlama oranı 1999 öncesinde yüzde 76,6 iken, 2008 sonrası yüzde 50'ye düşmüştür.
  • Aylıkların Alt Sınırı Düşürüldü: Emekli aylıklarının alt sınırı, 5510 sayılı Yasa'nın 55. maddesi ile yüzde 35-40 olarak belirlenmiştir. Bu durum, düşük gelirli çalışanların emekli aylıklarının asgari ücretin yarısına veya daha da altına düşmesine neden olabilmektedir.
  • Aylıkların Artırılma Yöntemi: Büyümeden Emekliye Sıfır Pay: Emekli aylıklarının artırılmasında sadece Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) dikkate alınmakta, ekonomik büyümedeki artış (refah payı) göz ardı edilmektedir. Bu, emeklilerin milli gelir içindeki payının düşmesine ve refahlarının azalmasına yol açmaktadır.


Uluslararası Karşılaştırma

Türkiye'de emekli sayısının "çok fazla" olduğu ve "aktif/pasif oranının çok düşük" olduğu iddiası doğru değildir. 15,9 milyon emekli ve hak sahibi ile Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde emekli ve hak sahibi sayısının en fazla olduğu üçüncü ülkedir. 2024 yıl sonu itibarıyla Türkiye'nin aktif/pasif oranı (SGDP kapsamında çalışanlar dahil edildiğinde) 1,75 iken, Avrupa ülkelerinde ortalama oran 1,5 düzeyindedir. Rapor, aktif/pasif oranı daha düşük olan birçok Avrupa ülkesinde emekli aylıklarının Türkiye'den çok daha yüksek olmasının, bu ülkelerdeki kamu katkısının yüksekliğiyle açıklanabileceğini belirtmektedir.


Sonuç

DİSK-AR raporu, Türkiye'deki emeklilerin derinleşen yoksulluk ve yaşam koşullarının kötüleşmesiyle karşı karşıya olduğunu gözler önüne sermektedir. Emekli aylıklarının hesaplanmasındaki ve artırılmasındaki adaletsiz uygulamalar, emeklilerin büyümeden pay alamaması ve bütçeden yeterli kaynak ayrılmaması, bu toplumsal grubun hak ettikleri refahtan uzaklaşmasına neden olmuştur. Rapor, emeklilere yönelik "kaynak yok" argümanının gerçeği yansıtmadığını ve politikaların emeklilerin refahını artıracak yönde yeniden düzenlenmesi gerektiğini güçlü verilerle desteklemektedir.


Raporun tamamı: https://arastirma.disk.org.tr/wp-content/uploads/2025/07/Turkiye-Emekliler-Raporu-Temmuz-2025.pdf

0
201
PwC Küresel CEO Araştırması

PwC Küresel CEO Araştırması

1713358301.jpg
Arastiriyorum
3 months ago
Depremin Birinci Yıldönümünde Hataylı Kadınlar: Regl Bakımı ve Hijyen İhtiyaçlarında, Adalete Erişimde Yetersizlikler Sürüyor!

Depremin Birinci Yıldönümünde Hataylı Kadınlar: Regl Bakımı ve Hijyen...

1713358301.jpg
Arastiriyorum
1 year ago
AppsFlyer 2025 yılı State of eCommerce App Marketing raporunu yayımladı

AppsFlyer 2025 yılı State of eCommerce App Marketing raporunu yayımlad...

1713358301.jpg
Arastiriyorum
1 month ago
Enflasyon özgüvenimizi de yerle bir etti

Enflasyon özgüvenimizi de yerle bir etti

1713358301.jpg
Arastiriyorum
1 year ago
2025 Dijital Pazarlama Trendlerine Hazırlık: Geleceğin Yolu

2025 Dijital Pazarlama Trendlerine Hazırlık: Geleceğin Yolu

1713358301.jpg
Arastiriyorum
8 months ago