Türkiye'de Asya Çalışmaları: Kapsamlı Bir Analiz

Institute Social tarafından Nisan 2025'te yayımlanan, Murat Yaş ve Selçuk Aydın imzalı "Türkiye'de Asya Çalışmaları: Akademik ve Kurumsal Bir Bakış" başlıklı Araştırma Raporu No. 5, Türkiye'nin yükselen Asya kıtasıyla olan derinleşen ilişkileri bağlamında Asya çalışmaları alanındaki gelişimini detaylı bir şekilde incelemektedir.

2025-07-17 09:21:47 - Arastiriyorum

21. yüzyılda Asya'nın küresel ekonomik, politik ve kültürel bir güç merkezi haline gelmesiyle birlikte, bu bölgeye yönelik akademik araştırmalar hiç olmadığı kadar stratejik bir önem kazanmıştır. Rapor, Türkiye'nin kadim İpek Yolu üzerinden Asya ile köklü tarihsel ve kültürel bağlara sahip olmasından hareketle, bu çalışmaları hem akademik camia hem de politika yapıcılar için stratejik bir zorunluluk olarak vurgulamaktadır.


Tarihsel Gelişim ve Dönüm Noktaları

Türkiye'de Asya çalışmaları alanının kökleri, Japonya'nın 1905'teki Rusya zaferi sonrası Osmanlı İmparatorluğu'ndaki artan ilgiye kadar uzanmaktadır. Ancak modern anlamda alanın gelişimi, belirgin üç aşamadan geçmiştir:


  1. İlk Aşama (1980'ler - 2008): Boğaziçi Üniversitesi'nden Selçuk Esenbel, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden (ODTÜ) Mete Tunçoku gibi öncü akademisyenler, Japon dili programlarının kurulmasıyla (Ankara Üniversitesi 1986, Boğaziçi Üniversitesi 1988) alanın temellerini atmışlardır.
  2. İkinci Aşama (2008 - 2020): Asya'nın küresel öneminin artmasıyla akademisyen sayısında ve Asya çalışmaları merkezlerinin sayısında önemli bir genişleme yaşanmıştır. Bu dönemde, Türkiye'nin ilk Asya Çalışmaları Merkezi 2009'da Boğaziçi Üniversitesi'nde kurulmuş, ayrıca Confucius Enstitüleri (ODTÜ, Boğaziçi, Okan, Yeditepe Üniversiteleri'nde) faaliyete geçmiştir.
  3. Üçüncü Aşama (2020 Sonrası): Türk Milli Eğitim Bakanlığı'nın 100'den fazla akademisyeni Asya'daki önde gelen üniversitelerde lisansüstü eğitim için desteklemesiyle karakterize edilmektedir. Bu bursiyerler, Türkiye'ye dönerek alanın daha da gelişmesine katkı sağlamışlardır.


2022 itibarıyla, toplam 12 Türk üniversitesi Çince, Japonca ve Korece gibi Asya dillerinde programlar ve Asya bölge çalışmaları alanında lisansüstü eğitimler sunmaya başlamıştır.


Kurumsal Yapı: Üniversiteler, Dil Merkezleri ve Düşünce Kuruluşları

Rapor, Türkiye'de Asya çalışmalarını yürüten kurumları üç ana başlık altında incelemektedir:


İnsan Kaynağı ve YLSY Burs Programının Rolü

Alan çalışmalarına özgü enstitülerin eksikliği (ASBÜ'deki Alan Çalışmaları Enstitüsü hariç) akademisyenlerin çoğunlukla diğer sosyal bilimler fakültelerinde yer almasına neden olsa da, Yurt Dışı Lisansüstü Eğitim Programı (YLSY) Asya çalışmaları alanındaki uzmanlaşmada çok önemli bir rol oynamıştır. 2013-2019 yılları arasında toplam 165 YLSY bursiyeri Asya çalışmaları alanında yurt dışına gönderilmiştir. ASBÜ 49 bursiyerle en fazla öğrenci gönderen üniversite olmuştur, Boğaziçi ve Ankara Üniversiteleri de önemli katkı sağlamıştır.


Ancak, raporda dikkat çekilen önemli bir bulgu, 2020 sonrası YLSY burslarındaki değişiklikler nedeniyle Asya çalışmaları konulu tez sayısında belirgin bir düşüş yaşanmasıdır. Bu durum, araştırma önceliklerindeki ve finansman tahsislerindeki daha geniş bir değişimi yansıtmaktadır ve bölgeye yönelik akademik anlayışta bir boşluğa yol açma potansiyeli taşımaktadır. YLSY bursiyerlerinin en çok ilgi gösterdiği alanlar Doğu Asya Çalışmaları (66 bursiyer) ve Çin Çalışmaları (40 bursiyer) olmuştur.


Eğitim Programları ve Akademik Faaliyetler

Türkiye'de Asya çalışmaları alanındaki akademik ilgi, üniversite düzeyindeki eğitim programlarıyla da desteklenmektedir. Boğaziçi, Koç (Asya-Avrasya Çalışmaları), ASBÜ ve ODTÜ gibi üniversiteler yüksek lisans programları sunarken, Erciyes Üniversitesi bu alanda doktora programı sunan az sayıdaki kurumdan biridir. Üniversite dışı programlardan, Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen "Yeniden Asya Sertifika Programı" Asya'nın stratejik öneminin anlaşılmasına katkı sağlamaktadır.


Akademik etkinlikler (konferanslar, seminerler, çalıştaylar) bilgi alışverişi için hayati platformlar olarak işlev görmektedir. Özellikle 2023 ve 2024 yıllarında akademik etkinlik sayısında belirgin bir artış gözlemlenmiştir; toplam 120 etkinliğin 78'i bu iki yılda gerçekleşmiştir. Boğaziçi Üniversitesi 45 etkinlikle en fazla etkinlik düzenleyen kurum olurken, seminerler üniversiteler arasında en çok tercih edilen etkinlik formatı olarak öne çıkmaktadır. Bölgesel olarak, Japonya ve Çin, Boğaziçi ve Koç Üniversiteleri'nin akademik işbirliklerinde öncelikli odak noktalarıdır. İstanbul Üniversitesi ise Moğolistan'a özel bir odaklanma göstermektedir.


Araştırma Çıktıları ve Yayınlar

Asya ülkelerine yönelik tez ve akademik yayın sayısında önemli bir artış kaydedilmiştir. 2011'de 46 olan tez sayısı, 2024'te 251'e yükselmiştir. Araştırmaların odağı başlangıçta Japonya, Çin ve Kore gibi ülkelere yoğunlaşırken, zamanla Hindistan, Endonezya ve Malezya gibi daha geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Çin, tez sayısında sürekli olarak en yüksek sırada yer almaktadır (2019'da 106, 2023'te 101 tez). 2024 yılında Afganistan üzerine yapılan tezlerde önemli bir artış (75 tez) dikkat çekmekte olup, bu durum Türkiye'de öğrenim gören Afgan öğrencilerin etkisiyle ilişkilendirilmektedir.

Asya çalışmaları alanında Orta Doğu ve Orta Asya-Kafkaslar Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (ODAK), Journal of Asian Studies, Cappadocia Journal of Area Studies (CJAS), BRIQ (Belt & Road Initiative Quarterly) gibi çeşitli akademik dergilerin faaliyete geçmesi, bu alandaki bilimsel çıktıyı zenginleştirmektedir.


Sanayi-Üniversite İşbirlikleri

Türk üniversiteleri, Asya'daki uluslararası ortaklarla çeşitli işbirlikleri yürütmektedir. Bu işbirlikleri, tarihsel ilişkilerden güncel jeopolitik konulara kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan araştırma ve akademik değişimi teşvik etmektedir. Örneğin, İstanbul Üniversitesi Moğolistan ile TİKA destekli çalıştaylar düzenlerken, Boğaziçi Üniversitesi Tufts Üniversitesi ve Toshiba Uluslararası Vakfı gibi kurumlarla işbirliği yapmaktadır.


Sonuç ve Politika Önerileri

Raporda sunulan veriler, Türkiye'nin Asya'nın çeşitlilik gösteren ve dinamik yapısını anlama ve onunla etkileşim kurma konusundaki önemli taahhüdünü göstermektedir. Alanın daha da geliştirilmesi için stratejik politika önerileri sunulmaktadır:


Bu önerilerin uygulanmasıyla Türkiye, Asya çalışmaları alanındaki akademik altyapısını daha da güçlendirebilecek, bölgeye dair daha kapsamlı bir anlayışa katkıda bulunabilecek ve küresel söylemdeki rolünü artırabilecektir. Rapor, Türkiye'nin dinamik ve çeşitliliğe sahip Asya coğrafyasıyla olan etkileşimini derinleştirmede bu çalışmaların kritik rolünü açıkça ortaya koymaktadır.


Kaynak: https://enstitusosyal.org/

More Posts