IKEA, dünya çapında uyku alışkanlıkları üzerine gerçekleştirdiği kapsamlı araştırmayla insanların nasıl uyuduklarını, uyku kalitelerinin ne durumda olduğunu ve uyku alışkanlıklarındaki şaşırtıcı verileri ortaya koydu. Dünya çapında 55 bin 221 kişiyle yapılan araştırma, uyku kalitesindeki eşitsizlikleri ve küresel uyku alışkanlıklarını yansıtıyor.
IKEA’nın Küresel Uyku Araştırması‘na göre, dünya genelinde farklı ülkelerdeki uyku alışkanlıkları şaşırtıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Mısır’da insanların yüzde 64’ü uyku kalitelerini “iyi” olarak değerlendiriyor ve bu oran anketteki en yüksek seviyeye ulaşan ülkelerden biri. Hindistan’da ise uyku problemi daha belirgin zira katılımcıların yüzde 37’si uyumak için ilaç kullanıyor ki bu da dünyadaki en yüksek oranı oluşturuyor.
ABD, uykusu en çok bölünen ülke olarak dikkat çekerken, Çin’deki insanların yüzde 82’si nadiren yorgun hissederek uyanıyor, bu da anketteki en yüksek oranı temsil ediyor. Norveç’te ise insanların yüzde 56’sı yorgun hissederek uyanıyor.
Dünya çapında en erken uyananlar ise Kolombiyalılar… Kolombiya’da insanlar sabah 5’te uyanıyor. Hindistan’da ise her 4 kişiden 1’i düzenli olarak kötü rüya veya kabus görüyor. Türkiye’de ise insanlar gece yarısı 0.45’te yatıyor, bu da dünyanın en geç yatma saati olarak kayıtlara geçiyor.
Uyku alışkanlıklarıyla ilgili bir başka dikkat çekici veri ise Japonya’dan geliyor. Japonya, gece başına yalnızca 6 saat 10 dakika ile en az uyuyan ülke olarak öne çıkıyor.
Bulgaristan’da ise insanların yüzde 57’si uyandıklarında ilk iş olarak kahve içtiklerini belirtiyor, bu oran dünya ortalamasının oldukça üzerinde. Birleşik Krallık’ta ise yüzde 5’lik bir kesim evcil hayvanlarıyla birlikte uyuyor, dünya ortalaması ise yüzde 2.
Bir partnerle yaşamak, genellikle yatağı paylaşmak anlamına gelir ve bu da bazı insanların iyi bir gece uykusu çekmenin zor olduğunu düşünmesine yol açabilir. Ancak şaşırtıcı bir şekilde, bir uyku partnerine sahip olmak, tek başına uyumaktan daha yüksek bir uyku puanı ile sonuçlanıyor (65’e karşı 61). Görünüşe göre, kişisel alanımızdaki eksikliği daha iyi bir gece uykusu ile telafi ediyoruz.
Kadınların uykuya dalması yaklaşık 26 dakika sürerken, erkekler için bu süre 23 dakika. Stres, hormonal farklılıklar ve bakım sorumlulukları gibi faktörler bu süre farkını etkilemiş gibi görünüyor.
Çalışma, uyku eşitsizliğini de gözler önüne seriyor. Yüksek gelire sahip bireylerin daha iyi uyku kalitesi deneyimlediği görülürken, düşük gelirli bireylerin gece boyunca daha fazla uyanma ve kötü rüya görme gibi sorunlarla karşılaştığı tespit edildi. Araştırma, aynı zamanda uyku kalitesinin coğrafi farklar ve sosyal sınıflar arasında belirgin bir şekilde değiştiğini ortaya koyuyor.
Kısa uykular, enerji toplamak için harika olabilir, ancak kritik bir nokta var: Şekerleme süresi 33 dakikayı geçmemeli. Uzun süre şekerleme yapanlar, sersemlik riskiyle karşı karşıya kalabilirken, daha kısa süre şekerleme yapanlar daha dinç hissediyorlar. Uzmanlara göre, ideal şekerleme süresi 20 dakika. Bu süre, gece uykusunu bölmeden enerji toplamanızı sağlıyor.
Dijital alışkanlıkların uykuya etkisi ise şaşırtıcı boyutlarda. Araştırmaya katılanların yüzde 72’si yatakta telefon kullanırken, bu durumun uykuya geçişi zorlaştırdığı belirtiliyor. Ancak Çin ve Endonezya gibi ülkelerde, telefon kullanımına rağmen yüksek uyku kalitesinin devam etmesi, telefonların gece uykusu üzerindeki etkilerinin daha karmaşık olabileceğini gösteriyor.
IKEA’nın araştırması, uykunun ne kadar kritik bir rol oynadığını ve dünya genelinde ne denli farklılıklar gösterdiğini gözler önüne seriyor. Yetersiz uyku, düşük verimlilik ve artan sağlık sorunlarıyla ilişkilendiriliyor. Bu nedenle, uykunun yaşam kalitesinin bir parçası olarak daha fazla önemsenmesi gerektiği vurgulanıyor.